27 Aralık 2011 Salı
5 Eylül 2011 Pazartesi
EYLÜL
ALIP BAŞIMI GİDER OLDUM YİNE BEN!
Ayrılıkların, özlemlerin, kaçışların,sabah serinliğinin ,akşam esintisinin, akşamları balkonda artık hırkayla oturmanın zamanıdır...Terasta günde bekletilen salça,dizi dizi kavonozlardaki konserve, turşu, çeşit çeşit reçeldir,kurutulmuş patlıcan,fasülye ,bamya,biberdir.Komşu nineden getirilen kazanda kaynatılan buğdayın, bulgur olmadan, mahallenin çocuklarıyla bir olup kapış kapış yenmesidir.Taze tarhana kokusudur.Evdeki renk cümbüşüdür.Tatlı telaştır.. Çokça da hüzündür.Hüzündür çünkü;tüm bunlar yazın bittiğinin habercisidir.Gitmeler yakındır...Ne bisiklet binmek, ne okulun bahçesinde basketbol oynamak, ne de arkadaş sohbetleri avutur seni.Boğazında kocaman bir düğüm ,hiç bir yere sığamadan dolanır durursun...
Evin orta yerine konulan kocaman bavuldan,bavulun yanındaki katlanmış çamaşırdan ,kenara dizilmiş minik turşu,salça kavonozlarından bellidir.Eve girdiğinde annenin senin için yaptığını bildiğin , en sevdiğin yemeğin kokusundan bellidir. Gidişine az kalmıştır...Misafirisindir artık kendi evinin, ailenin.Sevdiklerin kırılıverecek nadide bir parça gibi özenlidirler sana...Kardeşinin mırıl mırıl yanında dolanışından,sürekli sarılıp koklaşmanızdan bellidir.Göz göze gelemezsin annenle babanla ;gözlerindeki buğuyu farketmesinler diye...Sürekli elinde kağıt kalem dolaşırsın götüreceklerinin listesi için. Ama hep de unuttuğun bir şey vardır.Kırlangıcısındır evin. Eylül geldi mi göçersin...Gittiğin yer sıcak olsa da her zaman sıcak yürekler karşılamaz seni...ana dizi, baba evi gibi değildir...Senin hazanın çoktan başlamıştır.Göçmen kuşlar gibi elinde valiz, nemli gözlerle ayrılırsın evden. Otobüsten sevdiklerine bakmamaya çalışarak el sallamaların ayıdır...ilk gençliğimin sızısıdır EYLÜL...
Gitmelerimin ayı Eylül de, sonraları kalsam da ben
hep o içimdeki kırlangıçlar havalandı yine
alıp başımı yine kendimden gider oldum ben....
14 Haziran 2011 Salı
HÜZÜN KOVAN KUŞU GELSE...
Hep bir "düş sokağı sakini" olmuşumdur kendimi bildim bileli... kendimden bile sakladığım düşlerim olmuştur. Ne zaman çok üzülsem, ne zaman kaçmak istesem, ne zaman bağırmak istesem ,kızgınlığımı haykırmak istesem derin bir sessizliğe gömülürüm. Oysa sakinliğim bir çığlıktır çoğu zaman ...hep kuytularda saklanırım...Hani o parça da olduğu gibi bu gece hüzünkovan kuşu gelse yanağıma konsa ay tenli ışıklı düşlerime karşılık verse...evet olsa içimi hüzün değil aydınlık kaplasa... pır pır kelebekler uçsa içimde...en olur olmadık zamanlarda içimi hüzün kaplıyor.... "bak ve gör yaşam düşlerdedir"diyor şarkı...diyor da bazen düşlerim omzuma ,gerçekler yüreğime ağır geliyor....Bir zamanlar yüreğime sızmaya çalışan biri "aydınlık neyin oluyor senin?" demişti.Cevap bile vermemiştim.Şiirden ve hayattan mı bihaberdim yoksa ;şuursuz bir şımarıklık hali miydi bilemiyorum şimdi.Ama "Hüzünkovan Kuşu" "Aydınlık" hep düşümdür benim.Elini hiç bırakmamacasına tuttuğum; hep daraldığında yüreğim, beni kör kuyulardan çıkarandır "AYDINLIK"...
AYDINLIK NEYİN OLUYOR SENİN?
gökyüzü akraban filan mı
beni bulur bulmaz gözlerin
şimşek çakıyorum yalan mı
yüzünde yalazını gezdirdiğin
...saçlarından tutuşmuş orman mı
akla ziyan bir şey elektriğin
ayışığı mavisi dudaklarından mı
o ışık zenginliği mi giyindiğin
uzay tozları mı yıldızlardan mı
elime dokunduğu an elin
güneşler açıyorum sahi ondan mı
aydınlık neyin oluyor senin
Attila İlhan
9 Mayıs 2011 Pazartesi
GÜMÜŞ KADIN
Benim annem "pırlantadır".Tüm anneler gibi..Sizin analarınız gibi paha biçilemez elbet...Bir bakışı ,bir duruşu yeter...Gelin görünki benim güzel annem, özü sözü bir mütevazi annem küçükken bizi "Gümüşüm"diye severdi. Hala öyle sever..Küçükken bütün anneler çocuklarına gümüşüm diye sever sanırdım.Aklımın erdiği bir vakit sordum anneme "annem sen neden bizi 'gümüş'üm diye seviyorsun. Gümüşten değerli altın var ,yakut, elmas var!Durdu bir zaman...Sonra dili döndüğünce aklından geçenleri anlattı. Şaştım kaldım güzl anamın güzl anmın derinliğine Anadolu kadını sezgisine ,sevgisine... Çok gösterişli ışıltılı gelir onlar bana...Işıltılı şeylerin düşmanı, kem gözü çok olur...Benim avlatlarımın ışıltısı kendine has olsun kadir kıymetini bilen çok olsun...Güce, gösterişe, şaşaya,ışıltıya aldanıp da gelenlerin niyeti tekin olmaz.Varın siz "Gümüş"olun.Kendince ağırlığınız, bir tarihiniz olur.Hiç olmazsa gümüşün bir hatırası, anısı olur ...Kıyamaz insan atmaya, satmaya...Saklar saklar...Ninen bak 90 yaşında hala duru gelinlikte takılan gümüş alınlığı"dedi.Sonra da baktı uzaklara...Bak gelinlik altınlarımı daha ozaman bozdurduk..Dara düştük o vakit...Altın ,elmas, pırlanta durmaz.... sizin yeriniz benim gönlümde zaten paha biçilmez...Siz varın benim "Gümüş"üm olun... Sırça yüreklerinizi kazandığınız paralar değil; biriktirdiğiniz anılar ısıtsın dedi...
ANNE
Bırak kalsın masada ekmek
testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık,
g...özlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi
yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyve ağaçta,
kırlangıç havada
Dama düşen ince bir yaz yağmuru...
Yoruldun artık, bütün gün
didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile
bir y...erde yorulur
Bırak kalsın süpürge duvarda,
sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.
AHMET ERHAN
28 Nisan 2011 Perşembe
CANIMI YAKAN TÜRKÜLER VARDIR...
Canımı yakan türküler vardır... ince bir sızı bırakır dinledikten sonra... herkesin vardır içini kanatan türküler... benimkisi bu gece bu türkü oldu hiç beklmediğim bir andan hiç beklemediğim bir yerde dinledim... yıllar yıllar öncesine gittim.
Böyle yürekten severse içine kanar için için türküler söyler elbet insan...
Evlerinin önü mersin
Ah sular içmem gadınım tersin tersin
Mevlâ'm seni bana versin
Al hançerini kadınım vur ben öleyim
Ah kapınızda bi danem, kul ben olayım
Evlerinin önü susam
Ah su bulsam da gadınım çevremi yuğsam
Açsam yüzünü baksam dursam
Al hançerini kadınım vur ben öleyim
Ah kapınızda bi danem, kul ben olayım
12 Şubat 2011 Cumartesi
"ESKİ BİR SEVDADIR AKINTIYA KARŞI YOLCULUK"
33 YAŞIMA, SEVDİKLERİME,YAŞAMIMA DOKUNAN ve YAŞAMLARINA DOKUNDUĞUM HERKESE ARMAĞANIMDIR...
33 YAŞINA GİRMİŞ OLMAM BİR KAÇ TEL BEYAZ ,HAFİF ÇİZGİLER EKLEDİ YÜZÜME...
Amma velakin değiştiremedi ellerimdeki nergis kokusunu... hala yaz yağmurlarında yürürüm...kayık bulamayınca dümensiz sandala binsem de ,hala gördüğüm düşün kanadıyla bulutlara çıksam da... çoğu zaman da akıntıya kürek çekme gibi yersizliklerim olsa da ... dünya bildiğim gibi olmasa da ...çokça üzülüp az sevinsem de...Leyla benim ,sevgi hayal değil....uzun bir yol vardı nehir boyunca denemeye değer...
AKINTIYA KARŞI...
Uzun bir yol vardı, nehir boyunca
Derin yamaclardan daglara dogru
Bir cocuk bulutlara cıkardı
Gördüğü düşün kanadıyla
Saclarında bir yaz yağmuruydu
Ellerinde nergis kokusu
Dünya inan ki bildiğin gibi değil cocuk
Bir dümensiz sandal, belki oyuncak bir kayık
(EZGİNİN GÜNLÜĞÜ SÖYLER ...SÖZLER KİME AİTTİ BİLEMEDİM...)
Leyla sensin, sevdiğin hayal değil cocuk
Eski bir sevdadır akıntıya karsı yolculuk
Geceydi ay vardi, bütün hayatımız
Uzak bir yıldızdan düşmüş gibiydi
Dilimde bir genclik sarkisiyla
Aradım eski hayalleri
Vakitsiz geçip giden trenlerde
Sevgili arkadaş yüzleri
Dünya inan ki bildiğin gibi degil cocuk
Bir dümensiz sandal, belki oyuncak bir kayık
Leyla sensin, sevdiğin hayal değil çocuk
Eski bir sevdadır akıntıya karşı yolculuk
(SÖZ-MÜZİK:Hüsnü ARIKAN'dı hatırladım.)
33 YAŞINA GİRMİŞ OLMAM BİR KAÇ TEL BEYAZ ,HAFİF ÇİZGİLER EKLEDİ YÜZÜME...
Amma velakin değiştiremedi ellerimdeki nergis kokusunu... hala yaz yağmurlarında yürürüm...kayık bulamayınca dümensiz sandala binsem de ,hala gördüğüm düşün kanadıyla bulutlara çıksam da... çoğu zaman da akıntıya kürek çekme gibi yersizliklerim olsa da ... dünya bildiğim gibi olmasa da ...çokça üzülüp az sevinsem de...Leyla benim ,sevgi hayal değil....uzun bir yol vardı nehir boyunca denemeye değer...
AKINTIYA KARŞI...
Uzun bir yol vardı, nehir boyunca
Derin yamaclardan daglara dogru
Bir cocuk bulutlara cıkardı
Gördüğü düşün kanadıyla
Saclarında bir yaz yağmuruydu
Ellerinde nergis kokusu
Dünya inan ki bildiğin gibi değil cocuk
Bir dümensiz sandal, belki oyuncak bir kayık
(EZGİNİN GÜNLÜĞÜ SÖYLER ...SÖZLER KİME AİTTİ BİLEMEDİM...)
Leyla sensin, sevdiğin hayal değil cocuk
Eski bir sevdadır akıntıya karsı yolculuk
Geceydi ay vardi, bütün hayatımız
Uzak bir yıldızdan düşmüş gibiydi
Dilimde bir genclik sarkisiyla
Aradım eski hayalleri
Vakitsiz geçip giden trenlerde
Sevgili arkadaş yüzleri
Dünya inan ki bildiğin gibi degil cocuk
Bir dümensiz sandal, belki oyuncak bir kayık
Leyla sensin, sevdiğin hayal değil çocuk
Eski bir sevdadır akıntıya karşı yolculuk
(SÖZ-MÜZİK:Hüsnü ARIKAN'dı hatırladım.)
10 Şubat 2011 Perşembe
HOŞGELDİN 33!
Yeni yaşım Hoşgeldin!Yeni yaşımla ilgili dileklerimi göndereceğim. Her bir dileğimi gökyüzüne yıldız olarak takacağım ;gerçekleştiğinde parlayacak... Bakalım bu yaşımın sonunda parlayan kaç yıldızım olacak gökyüzünde...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)