5 Eylül 2011 Pazartesi

EYLÜL

   ALIP BAŞIMI GİDER OLDUM YİNE BEN!
 Ayrılıkların, özlemlerin, kaçışların,sabah serinliğinin ,akşam esintisinin, akşamları balkonda artık hırkayla oturmanın zamanıdır...Terasta günde bekletilen salça,dizi dizi kavonozlardaki konserve, turşu, çeşit çeşit reçeldir,kurutulmuş patlıcan,fasülye ,bamya,biberdir.Komşu nineden getirilen kazanda kaynatılan buğdayın, bulgur olmadan, mahallenin çocuklarıyla bir olup kapış kapış yenmesidir.Taze tarhana kokusudur.Evdeki renk cümbüşüdür.Tatlı telaştır.. Çokça da hüzündür.Hüzündür çünkü;tüm bunlar yazın bittiğinin habercisidir.Gitmeler yakındır...Ne bisiklet binmek, ne okulun bahçesinde basketbol oynamak, ne de arkadaş sohbetleri avutur seni.Boğazında kocaman bir düğüm ,hiç bir yere sığamadan dolanır durursun...
     Evin orta yerine konulan kocaman bavuldan,bavulun yanındaki katlanmış çamaşırdan ,kenara dizilmiş minik turşu,salça kavonozlarından bellidir.Eve girdiğinde annenin senin için yaptığını bildiğin , en sevdiğin yemeğin kokusundan bellidir. Gidişine az kalmıştır...Misafirisindir artık kendi evinin, ailenin.Sevdiklerin kırılıverecek nadide bir parça gibi özenlidirler sana...Kardeşinin mırıl mırıl yanında dolanışından,sürekli sarılıp koklaşmanızdan bellidir.Göz göze gelemezsin annenle babanla ;gözlerindeki buğuyu farketmesinler diye...Sürekli elinde kağıt kalem dolaşırsın götüreceklerinin listesi için. Ama hep de unuttuğun bir şey vardır.Kırlangıcısındır evin. Eylül geldi mi göçersin...Gittiğin yer sıcak olsa da her zaman sıcak yürekler karşılamaz seni...ana dizi, baba evi gibi değildir...Senin hazanın çoktan başlamıştır.Göçmen kuşlar gibi elinde valiz, nemli gözlerle ayrılırsın evden. Otobüsten sevdiklerine bakmamaya çalışarak el sallamaların ayıdır...ilk gençliğimin sızısıdır EYLÜL...
Gitmelerimin ayı Eylül de, sonraları kalsam da ben
 hep o içimdeki kırlangıçlar havalandı yine
 alıp başımı yine kendimden gider oldum ben....