17 Aralık 2008 Çarşamba

CANIM'A...

GÜZ GELMEDEN
CANIM'A...

Bir Temmuz gece yarısı... Hatta sabaha doğru ilerlemektedir saat ,gece yarısını da geçerek...Cehennem bir Denizli sıcağı...Sıcak... O kadar ki uyumak imkansız...Ve nasılsa başardım bu deli sıcakta grip olmayı... Başucumda ilaçlarım, elimde buzlu su şişesi ,diğer elimde -burnumla başa çıkmanın tek yolu olan- kocaman bir rulo tuvalet kağıdı...O saatte sadece kiminle konuşulabilirse onunla konuştum.Yıllardır geceyarısı ve sabah aramalarımda (normal insanların aksine, yıllardır en uygunsuz saatlerde aramak adeta bir gelenektir aramızda, çocuksu bir suç ortaklığı yaparcasına ) tek bir defa bile sesinde en küçük memnuniyetsiz bir ifade ile karşılaşmadım.O güzel insan yine aynı " alo" ile açtı."Alo" nun "O" sunda yumuşama yok yine.Ve başladım ben ;"uyudun mu"?"Yok" dedi, her zaman ki gibi 'gecekuşu'm . "Burnum akıyo, grip oldum,dökülüyom, canım sıkıldı,çok sıcak"...Sıraladım...Aynı sabırla dinledi..."Burnum akıyo" diye sabaha karşı aranılır mı biri..."Sen hiç uslanmayacaksın" dedim içimden kendime...Duydu beni sanki; o hep iç sesimdir benim, konuşmadan duyar, anlar.Bazen hiç konuşmasamda, karşılıklı sussak da o anlar beni...Yine duydu içimi "burnum akıyo" diye mi aradın sen beni...Seçim kritiği yaptık bir grup Kelaynak olmanın buruk gururuyla.Az bile olsak yalnız olmadığımızı hissetirircesine dalga geçtik kendimizle, siyasi duruşumuzla, tavrımızla...Sesimizi yükseltmeden "Değerli"(İkimizde hala çizgi film izliyoruz ve 'Değerli' yi biliyoruz.) gibi kıs kıs gülmek zor oluyordu ama; sessiz kıkırdamayı da öğrendik bu telefon kunuşmalarında yıllar içinde.Gündemimizi oluşturan günlük sıkıntılardan,beraber izlememiz gereken sinemalardan,korkularımızdan, büyüyüşümüzden,yüreğimizi sıkıntıya sokan olaylardan da hızlıca bahsettik.Bir kaç yakın arkadaşın eğlenceli dedikodusu..Ve en son da ciddi şeyler... Yıllardır bir türküyü beraber söylercesine; bir sırrı, bir mutluluğu, yürek gümbürtüsünü paylaşmanın sonsuz güveni içinde saatler geçti.Telli'nin dediği gibi;
"Türküler paylaşılıyorsa eğer
dağ rüzgârları paylaşılıyorsa
sevinç de dahildir buna
ve o zaman bütün bir yaşam
paylaşılacak kadar güzeldir artık..."

O'NUN YAŞAMIMDA OLUŞU GECEYARILARINDA BİLE İÇİMİ AYDINLATIYORDU.
O'NUN YAŞAMIMDA OLUŞUNUN VERDİĞİ GÜVENLE,
UYKUYA HAZIRLANDIM SICAK BİLE OLSA HUZURLUYDUM.
Hayallarimizi, başarısızlıklarımızı , yenilgilerimizi, ezikliklerimizi, hüznümüzü paylaşıyor.Başkalarının kanattığı yerlerimizi şevkatle ve hiç yakınmadan sarıyorduk her defasında...
Türküydük, bir yelkenliye binerek açık denizlerine açıldık hayatın,
Çok zor oluyordu rüzgarı bulmak,buluncada ters yönden esiyordu bazen,
Başladığımız yere döneriz korkusuydu bizi ürküten,
Bütün bir yaşamı paylaşıyorduk şiiri doğrularcasına
Gönlümüzün dağlarından esen rüzgardan alıyorduk hızımızı.
Hızımızı kesenler oluyordu, hızımızı kestiğimiz oluyordu
Ama biz türkü dinlemeye de türkü söylemeye de devam ediyorduk geceyarıları bile...
Türkülerimizi çalan yaşama inat, kendi türkümüzü çalıyorduk...
GÜZ GELMEDEN HEP YENİ LİMANLARDA DİNLENİYOR AÇIK DENİZLERE DEMİR ALIYORDUK.ÇOK ÜZÜLMÜŞTÜK.
"ÜZÜNÇ SEVİNÇLİ BİR IŞIĞA DÖNÜŞSÜN" DİYE UĞRAŞIYORDUK.
HEYBEME BİR GECE YARISI KIR ÇİÇEKLERİ DOLDURDU SAMİMİYETİYLE...
BENDE ONUN HEYBESİNE SEHER YELİMİ GÖNDERDİM YÜREĞİMDEN ,
"GÜZ GELMEDEN "SERİNLESİN BU SICAKTA DİYE...
14:47
12 ,TEMMUZ ,2007
KARDELEN

GÜZ GELMEDEN
Sırtında taşıdığın kıl heybe
dağ rüzgârı ve lor peyniri
gibi doluysa kır çiçekleriyle
sesler türkülere dönecektir
üzünçse ışıklı bir sevince
Dudaklarında özlem türküleri
ve gözlerinin menevşesinde aşk
çağıldıyorsa çavlanlar gibi
usulca gir umudun menziline
hüznü gerilerde bırak
Türküler paylaşılıyorsa eğer
dağ rüzgârları paylaşılıyorsa
sevinç de dahildir buna
ve o zaman bütün bir yaşam
paylaşılacak kadar güzeldir artık
Heybendeki kır çiçekleri
bir yangındır güze doğru
tutuşturur yüreğinde
uzak özlemlerin külünü
hiç beklemediğin bir anda
Güz gelip de yangın başlamadan
tutmalısın doğanın yelesinden
yüreğindeki seher yeli
varmalıdır sabah olmadan
gül bahçesine sevda hevengine
AHMET TELLİ

Hiç yorum yok: