14 Aralık 2008 Pazar

DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN GÜL DEVRİ BAŞLADI!

DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN GÜL DEVRİ BAŞLADI!

Akgün Akova yapmış yapacağını ve başlatmış İstanbul da gül devrini. Rüya da olsa bir cümbüş bir hengame koşmazsak bu mutluluğa ortak olamayacağız gibi bir his geldi bana .Koştum baktım sevdim bu yürek kıpırtılarını .Bize de bulaştırsın Akova dedim yazdım şiiri alta.İstanbulda gül devri başlarken kayıtsız kalamadım istedim ki yüreğinizde de başlasın şıkırtılı bir devir.Eeee bize de devam ettirmek, her yere "gül devri başladı "diye ilan vermek düştü. Duyduk duymadık demeyin!Bahar gitti ,lale devri bitti ;yaz geldi ,gül devri başladı ."GÜLÜN " GÜLELİM ,HATTA GÜLÜMSETELİM .YOKSA HİÇ ÇEKİLMEYECEK ;ÇİVİSİ ÇIKTI BU DÜNYANIN VE GİDİLECEK HENÜZ YENİ BİR DÜNYA YOK!
Kardelen

İSTANBUL'DA GÜL DEVRİ BAŞLIYOR
al işte bu da gözlerinin içine senli benli bakan İstanbul
tüm güller ölmüş de İstanbul'da, bir sen kalmışsın bu kadar güzel
alkol kokusuna alışık çamaşır ipleri balkonlarda
Boğaz'da gümbür gümbür bir yeşil
akşamcılar, eskiciler, körkütük dolmuşlar
güzelliğini bütün millet duymuş sevgilim,
hangi elbisen anlattıysa
senin için kalkmış kadehler, İstanbul bu yüzden çın çın
kulak kabartırsan
Galata Kulesi'ndeki caz patlamasını duyacaksın
bir şarkı aşağı atlamış ordan, bizi öpüşüyor görünce
martılar on dokuz mayıs gösterilerini falan bırakmışlar
haydi yallah gökten limana inmişler
deniz çok bozulmuş bu işe ama ses etmemiş
neden olacak
efendiliğinden

hah işte bu da vapur arkası cümbüş köpük İstanbul
tüm yürekler kirlenmiş de İstanbul'da
bir seninki kalmış bu kadar beyaz
bir kız gitmiş Köprü'nün çelik telli saçını örmüş
bir çocuk iki kere iki eşittir senin adın yazmış karatahtaya
adamın teki tutmuş kötü şeyler söylemiş yürüyüşüne ek olarak
ben bu kadarına dayanamamışım
kızmışım heyt oğlu heyt şiddetinde
tepesi atmaksa tepesi atmak
kıskanmaksa kıskanmak
önce İ'yi duman etmişim, sonra S'yi
ardı sıra A'yla N'yi Tanzanya'ya sürmüşüm
B, U, L de sizlere ömür bulvarın başlangıcında
İstanbul üç kurşunla Bizans harabelerine dönmüş
cinayetse cinayet
kansa kan olmuş şehir senin yüzünden
nice zaman sonra kendime gelmişim
bir pişmanlık bir ağlama tutturmuşum aman allah
tüm gözler kurumuş da İstanbul'da
bir benimkiler kalmış bu kadar ıslak
emektar saatim düş gördüğümü anlamış
basmış yaygarayı
zır da zır zır da zır
zır da zır
altıyı vapur geçe


(uyandım işte bu da düş görmemden sonraki İstanbul
başın göğsümde sevgilim böyle sıcak uyuman bir başka
tüm uykular uyunmuş da İstanbul'da
bir seninki kalmış bu kadar uzun
bir gül geldi durdu pencerenin önüne, içeri bakıyor
İstanbul'da tüm güllerin ölmediğini anlıyorum şimdi onunla
oh be
çocuklar gibi seviniyorum
İstanbullulardan özür diliyorum aklım başıma gelmişken
çöp arabalarında, evde kalmış kızlarda
kayıkhanede bu ilkbahar
yosmaların uykusuzluklarını biliyorsanız onlarda
yasadışı öpüşmelerimizde bizim
bir gül kokusudur sürüp gitsin diyorum
ve gül devrini başlatıyorum İstanbul sokaklarında sürüsüne bereket)

Akgün Akova

01 Temmuz 2008 saat:10:39 da kaleme alınmıştır.

Hiç yorum yok: