6 Aralık 2009 Pazar

YÜREĞİMİN SAATİ GÜZDÜ...

6.Aralık.2009 İncilipınar Parkı,DENİZLİ

Yüreğimin saati güz olduğundan mı bilmem bu aralar böyleyim işte... yoruyorum kendimi ayaklarımın sızısından uyuyamayacak hale gelene kadar...Sesim kısılıp boğazımın ağrısından yutkunamayacak hale gelene kadar... Gönlümün yorgunluğunu geçirmek için vücudumu yoruyorum.Sonra da yorgunum diye vızıldanıyorum...Var benim bir derdim kendimle...Kendime laf anlatamadıkça size anlatıyorum. Dinleyin o halde...
Kendi güz tarihimi tekerrür mü ettirmekteyim bilmem?"Hüzünbaz" günler geçirirken bir sihirbazı yitirdim ve halen beklemekteyim bu YOLGEÇEN HANI'nda...O yüzden ham armut yemiş gibi, kekremsi bir tat sıkışıp yüreğime oturdu..Bekliyorum. O sihirbaz, gelip beni bu YOL GEÇEN HANI'ndan alacak diye...Yol Geçen Han'ında bir defa daha bırakılmıştım. Saat baharıydı ömrümün; bütün çiçeklerim tomurcuktu.Birşeyler oldu :bir kar ,tipi ,boran... döktüm o bahar bütün tomurcuklarımı ben.O gün bugün seyyahlar uğradıklarında bu Han'a, ben de dillendiririm gönlümce hikayelerimi..Tüm hüzün yaprakları dökülüp taa ki , neşeli bahar gelene dek...
...
"Bu anlattıklarım hiçbir şey değil
Ama başıma geldi bütün bunlar
Birini beklerken, bilmediğim
Bir zamanlar"
.........


...
Saat yedi buçuğuydu güzün
Ve ben bekliyordum
Kimi beklediğim önemli degil.
Günler, saatler, dakikalar
Bıktılar benle olmaktan
Çekip gittiler azar azar
Kaldım ortada, tek başıma

Kala kala kumla kaldım
Günlerin kumuyla, suyla
Bir haftanın artıklarıyla kaldım
Vurulmuş ve hüzünlü

Ne var, dediler bana Paris'in yaprakları
Kimi bekliyorsun?
Kaç kez burun kıvırdılar bana
Önce ışık, çekip giden
Sonra kediler, köpekler, jandarmalar

Kalakaldım tek başıma
Yalnız bir at gibi
Otların üstünde ne gece, ne gündüz
Sadece kışın tuzu

Öyle kimsesiz kaldım ki
Öyle bomboş
Yapraklar ağladılar bana
Sonra, tıpkı bir gözyaşı gibi
Düştüler son yapraklar
Ne önceleri, ne de sonra
Hiç böyle yalnız kalmamıştım
Bu kadar
Ve kimi beklerken olmuştu
Hiç mi hiç hatırlamam.

Saçma ama bu böyle
Bir çırpıda oldu bunlar
Apansız bir yalnızlık
Belirip yolda kaybolan
Ve ansızın kendi gölgesi gibi
Sonsuz bayrağına doğru koşan.

Çekip gittim, durmadım
Bu çılgın sokağın kıyısından
Usul usul, basarak ayak uçlarıma
Sanki geceden kaçıyor gibiydim
Ya da karanlık, kükreyen taşlardan

Bu anlattıklarım hiçbir şey değil
Ama başıma geldi bütün bunlar
Birini beklerken, bilmediğim
Bir zamanlar.

PABLO NERUDA
(Çeviren : Hilmi Yavuz)

Hiç yorum yok: