2 Nisan 2009 Perşembe

SOLUKSUZ GEÇEN GÜNLER'İM

Sırılsıklam geldim şimdi.Kelimenin tam anlamıyla sırılsıklam .İç çamaşırlarıma kadar ıslandım.İlk Nisan yağmur'um bu seneki. Hayırlı olsun vatana millete!Koştur koştur geçiyor günler.
Geçen günlerin geride bıraktıkları yağmurla yıkandı mı bilmem ama; ayaklarım çekmez olana kadar yürüdüm yağmurda.Dolmuşlar almadı; dinince de yavaşlayıp almak isteyen dolmuşlara ben binmedim.Sanki çok umurlarında da olsun küstüm işte!En kısa zamanda bir dolmuş alıp dolmuş şoförlerini bindirmemek yağmurda, şu anki hayallerimin en büyüğü.Ağlamaklı yürüdüm yürüdüm yürüdüm ,yağmur da Allah versin yağdı yağdı yağdı.
Bir sıkıntı, bir telaş geçen haftadan beri bütün işler ters.Bankalar da kuyruklar , titizlendikçe banka hesaplarımda ve ödemelerimde çıkan karışıklıklar...
evde bekleyen yine sıraya girip ödenecek faturalar..
sıra beklenerek yapılacak bir kaç resmi sınav başvurusu...
tekrar sınav kolikliğimin nüksedişi...
arayışlarımın bumerang misali geri dönüşü...
acil okunacak kitapların boyum kadar oluşu(neyse ki kısayım)...
ikinci derecede acilokunacak kitapların listesi..
yapılmayı bekleyen drama ödevi...
İhmal edilen arkadaşlara yapılan ev ziyaretleri, telefon aramaları..
Kuzenle iç dökmeler...
Başım dara düştüğünde aranılan kuzenlerin sıcacık Canım diyerek telefonumu açışları...
kuzenlerin ve arkadaşlarımın bebek büyütme heyecanları...
son anda gelen emrivaki işler..
sabaha yetiştirilecek yazılar..
doldurulacak dosyalar ve her gün mutlaka görevlerime zoraki dahil edilen bir kaç sorumluluk dışı angarya...
rutin ve biteviye son hafta neredeyse her daim küfreden obsesif öğrencimin bu ilginç sorununa günlerdir çözüm bulmaya çalışırken,kendimi yoldan geçerken üstüme su sıçratan dolmuşlara küfredişim...
birilerinin üstüme yıkmaya çalıştığı iyilik yap üstüne yapışsın görevleri,ricaları...
Beni hiç yalnız bırakmayan sevgili alerjim, aksırıklar ,tıksırıklar, hapşuruklar...
Yorgunluk ve bıkmışlıktan kaynaklı ertelene ertelene ertelenemz hale gelen yazılacak dosyalar.
Formalite gereği yapmam gereken-kağıt israfından başka hiç bir yararı -olmayan bir sürü saçmalık.
Yorgunluktan yığılmak üzere ve ayaklarımın ağrısından bitap düşmüşken beklenmeyen misafirlere hoş görünme çabası.
Canım ilçemde güzel bir insanın seçim kazanması ve hep dedem gibi çetin, ninem gibi nane ,sümbül kokulu köyümde binbir dalevere ve üçkağıtla kazanılan seçim .
Taraf olmayıp göz yumanların aksine; ,haksızlığa,hortumculuğa,riyakarlığa ,sahtekarlığa her daim savaş açan "Don Kişot babam"ın değerleri değersizleştiren her türlü çirkinliğe muhalif duruşu...
Babamın dost dediklerinin çıkarları için el oluşunu sessizce izleyişi,yine de tek kötü söz etmeyişi...
dostluklarımı bu nedenle tekrar sorgulayışım,...
Son dönem ki yalnızlığımız ama kale gibi bir aile oluşumuz,...
Kızılok'tan birascık araklayarak uydurduğumuz" aslan babam hep muhalif hep muhalif" şarkısı.
Annemle babamın ne denli bir, ne kadar etle kemik oluşlarını bir kere daha farkedişim...
Annemle babama baktıkça insanın yanında tüm gönlüyle duran güzel bir eşinin olmasının nasıl dünyaya kafa tutma gücü verdiğini görüşüm.
Üyesi olmaktan onur duyduğum güzel ailem yüreğimi ısıtışı.
Canımın içinin bitmeyen araba alma serüvenleri ve stresli günlerimiz...
Bitmeyen sabah uyanamama servise geç kalma korkusu...
Telaşlarım ,sıkıntılarım, mutluluklarım
Tıpkı Nisan'ın ilk günü güneşli sabaha gözlerini açıp ve ikinci günü yağmurla uyanmak gibi hayat...bir sıcak bir soğuk günler ...Nisan bir şaka gibi bir gündü yazdan çaldığımız...eh bugün de üstüne cila oldu bu yağmur. İşte böyle geçen soluksuz iki hafta.Dilimde Suavi'nin o güzel ezgisi...biraz soluklanayım ...


Yandım yandım kül olmadım
Bir yanım pınarda benim
Tutsak oldum kul olmadım
Bir yanım rüzgarda benim

Ölünceye insan benim
İnsanadır emeklerim
Ayaz yedi çiçeklerim
Bir yanım baharda benim

Banaz'da sultan abdalım
Kör oğlu'yum hem dadalım
Dost nesimi bilir halım
Bir yanım dağlarda benim

Hiç yorum yok: